Gastrik
bypass (Mide bypass) ameliyatı Nedir? Kimlere yapılır?
Gastrik
bypass ameliyatı kilo vermeye yardımcı olan bir obezite cerrahisi yöntemidir.
Türkçede mide bypass olarak da adlandırılır. Mide bypass ameliyatı hem yemek
yeme miktarını kısıtlar hem de yenilen gıdaların emilimini azaltır.
Gastrik
bypass (mide bypass) midenin ameliyat yolu ile küçültülerek ince bağırsağın
ileri bir kısmına bağlanması işlemidir. Mide bypass ameliyatından sonra kişiler
eskisine göre az miktarda gıda ile erkenden doyarlar. Aynı zamanda yedikleri
daha az emilir. Bu sayede alınan günlük kalori miktarı eskisine göre azalır ve
kişi kilo vermeye başlar. Dolayısıyla gastrik bypass ameliyatı sonrası kişinin
hem yeme kapasitesi azalır hem de yedikleri daha az ince bağırsaktan emilir. Emilimin
azalması mide bypass ameliyatının en dikkat çekici özelliğidir. Örneğin gastrik
bypass ameliyatı olan biri 100 kalorilik bir besin yediği zaman 20-25 kalorisi
ince bağırsaktan emilmez.
Gastrik
bypass ameliyatının değişik uygulama şekilleri vardır. En sık RNY Gastrik Bypass Ameliyatı, Mini Gastrik Bypass Ameliyatı
ve Transit Bipartisyon Ameliyatı şeklinde uygulanır.
Gastrik
bypass en az altı ay süreyle diyet ve egzersiz yapmalarına rağmen kilo
veremeyen kişiler için uygundur. Gastrik bypass olacak kişilerin ya vücut kitle
indeksleri 40 kg/m2 ve üstü olmalı ya da vücut kitle indeksleri 35-40 kg/m2 arasında
ama şeker hastalığı, yüksek tansiyon, uyku apnesi gibi yandaş hastalıklardan
birinin de bulunması gerekir. Son senelerde vücut kitle indeksi 30-35 kg/m2
arasında olup ilaç ile kontrol edilemeyen Tip-2 şeker hastalarının tedavisi
içinde gastrik bypass ameliyatı tavsiye edilmektedir. Örneğin boyu 160 cm ve 100 kg olan birisi
hiçbir hastalığı olmasa bile gastrik bypass ameliyatı için uygun kabul edilir.
Çünkü bu kişinin vücut kitle indeksi 40 kg/m2 üzerindedir. Bu kişinin gastrik
bypass ameliyatı olması için aranan diğer bir kriter ise son altı ay içinde
diyet ve egzersize rağmen kilo verememiş olmasıdır. Aynı kişinin 80 kg olması
halinde ise gastrik bypass olabilmesi için tip 2 şeker hastalığı, yüksek
tansiyon, uyku apne sendromu, eklem rahatsızlığı gibi sorunlarından birisinin
olması gerekirdi. Bu kişi daha da düşük kiloda olsaydı gastrik bypass
olabilmesi için ilaçlarla kontrol edilemeyen tip 2 şeker hastalığının da
bulunması gerekirdi.
Yeme
miktarını kısıtlayan ve gastrik bypass ameliyatı tam teşekküllü bir hastanede
laparoskopik yöntemle genel anestezi altında yapılır. Laparoskopik yönteme “kapalı ameliyat” da denir.
Laparoskopik yöntemde gastrik bypass ameliyatını yapacak doktor karın içini önce
karbondioksit gazı ile şişirir ve sonra bir kamera ile karın içine girer. Daha
sonra uzunca çubuk şeklinde ki birkaç adet cerrahi cihaz 5-10mm arası cilt
kesilerinden karın içine sokulur. Daha sonra hangi gastrik bypass ameliyat k
türü yapılacak ise mide ona göre küçültülür ve ince bağırsak bağlantısı ona
göre yapılarak ameliyat tamamlanmış olur. O yüzden RNY Gastrik Bypass, Mini
Gastrik Bypass ve Transit Bipartisyon şeklindeki mide bypass ameliyatlarının her
birinin kendi aralarında avantaj ve dezavantajları vardır. Hasta seçimleri de
buna göre yapılır.
Sonra kaçak
testi yapılır, olası kanamaları gözlemlemek için karın içine bir dren yerleştir ve cilt kesileri dikilerek
üstü gazlı bez ile kapatılır. Hasta anestezi uzmanı kontrolünde uyandırılır, tamamen
kendine gelinceye kadar ameliyathane içinde bir süre tutulur. Daha sonra
ameliyathaneden geceyi geçireceği servis yatağına alınır. Servis hemşiresi
doktorun önerdiği serum ve ilaçları uygulamaya başlar. Hasta yatağına geldikten
6 saat sonra her şey yolunda ise ayağa kaldırılarak yürütülür. Bulantı ve kusma
hissi yoksa 6 saat sonra çok sıcak çay içer gibi minik yudumlarla su
içilebilir. Ertesi gün de serum ve ilaç tedavisine devam edilir hasta yudum
yudum su içmeyi sürdürür. Öğlen ve akşam saatlerinde et suyu, tavuk suyu yoğurt
püre gibi şeyler yiyebilir. Ertesi gün doktor ziyaretinde kişi yeterince sıvı
içebiliyor ve tüm bulguları stabil ise
dreni çekilir, pansumanı değiştirilerek taburcu edilir.
Gastrik
bypass ameliyatından sonra standart miktarda kilo verilmez. Kilo verme oranını
yapılan mide bypass türü ve vücut kitle indeksi dediğimiz boy, kilo oranı
belirler. Örneğin boyu bir 160 cm kilosu
100 olan birisi aynı mide bypass ameliyatı olduğu zaman 30 - 35 kilo verirken
boyu 160 cm kilosu 150 kg olan birisi
ise 45- 50 kilo verecektir. Öte yandan kişinin yaşam tarzını nasıl değiştirdiği
de verilecek kilo miktarını yakından etkiler. Örneğin sağlıklı beslenenler ve
düzenli egzersiz yapanlar daha iyi oranda kilo verirler. Yapılan araştırmalar gastrik
bypass ameliyatından bir yıl sonra kişilerin ortalama başlangıç kilolarının %30-40’nı
verebildiklerini göstermektedir.
Örneğin başlangıç kilosu 100 kg olan
biri gastrik bypass ameliyatından ortalama sonra şöyle oranlarda kilo verir:
Süre |
Başlangıç: 100kg |
Kilo verme oranı (%) |
6. Hafta |
90kg |
%10 |
3. Ay |
85kg |
%15 |
6. Ay |
80kg |
%20 |
9. Ay |
75kg |
%25 |
12. Ay |
70kg |
%30-35 |
Deneyimli cerrahlar tarafından yapılan
gastrik bypass ameliyatına bağlı komplikasyon oranları safra kesesi ya da
apandisit ameliyatlarından farklı değildir.
Dolayısıyla obezite cerrahisine bağlı
meydana gelen nadir komplikasyonlar medya hemen haber yapmakta ve bu yüzden obezite
cerrahisinden fayda görebilecek pek çok hastaya tereddütler yaşatılmaktadır.
Hastalar bu gibi haberleri dikkatte almasalar bile onların aileleri,
arkadaşları ve çevreleri ameliyattan fayda görebilecek insanları oldukça
olumsuz bir şekilde etkilemektedirler.
Gastrik bypass ameliyatından sonra her
türlü ameliyatlardan sonra görülebilen kanama, akciğer enfeksiyonları,
tromboemboli, karın içi organ yaralanmaları, yüzeyel cilt enfeksiyonları gibi
sorunlar yaşanabilir.
Gastrik bypass gerek teknik gerekse
sonuçları bakımından oldukça etkili bir ameliyatla zayıflama yöntemidir. Gastrik
bypass ameliyatının en önemli avantajı yenilen gıdaların emilimini de
azaltmasıdır. Örneğin tüp mide ameliyatından sonra 100 kalorilik bir yemek
yediğiniz zaman tamamı ince bağırsaktan emilirken gastrik bypass ameliyatı
yapılanlarda 25-30 kalori emilmez.
Gastrik bypass ameliyatı
olanlar genellikle ilk hafta sıvı, sonra püre sonra da katı yiyecek yemeye
başlarlar.
Peki gastrik bypassndan
sonra ki erken dönemde neden sıvı beslenmek gerekiyor?
Bunun yolu normalde nasıl
beslendiğimizi anlamakla mümkündür?
Çiğnediğimiz her besin yemek
borumuzdan geçerek mideye ulaşır. Mide içine giren besinler mide asidi ve midenin
miksere benzer hareketleri ile çalkalanarak parçalanmaya devam eder. Bu işlem, gıdalar
bulamaç haline gelinceye kadar devam eder. Daha sonra bulamaç haline gelmiş
gıda, ‘pilor’ adı verilen halkaya benzer bir kapının aralanmasıyla azar azar
ince bağırsağa geçmeye başlar. İnce bağırsağa geçen bulamaç haline gelmiş gıdalar
da safra ve pankreastan gelen sindirim enzimlerinin etkisiyle daha küçük
parçalara sindirilerek ince bağırsaktan emilir. Bu sürecin en önemli
kısımlarından biri mide çıkış halkasının besinler ince bağırsağa geçebilecek kıvama
gelinceye kadar kolay kolay açılmamasıdır.
Ancak gastrik bypass ile küçülen mide eskisi
gibi besinleri karıştıramaz. Bu yüzden gastrik bypass olanlar erken dönemde
katı şeyler yediklerinde ağrı ve tıkanma hissiyle kusabilirler. Bu hissin
nedeni mide içinde basınç artışıdır.
Yüksek basınç ise
mideyi tüp haline getirmek için kullanılan stapler dediğimiz zımba şeklindeki
dikişlerin ayrışmasına ve kaçak diye adlandırılan sızıntıların meydana
gelmesine neden olabilir.
Gastrik bypassndan
sonra mide içi basıncını azaltmanın yolu sıvı beslenmektir. Çünkü sıvıların
çalkalanmasına gerek yoktur.
Dolayısıyla mide çıkış
kapısı olarak adlandırılan pilor kası, mideye giren sıvıların geçişine koşulsuz
olarak izin verdiği halde, katı besinlerin geçişine; besinler ince bağırsağa
geçecek kıvama gelinceye kadar çalkaladığı için izin vermez.
Bu yüzden gastrik
bypassndan sonra küçülen yeni midenin dikiş hattı iyice iyileşip yüksek
basınçlara dayanıklı hale gelinceye kadar önce sıvı, sonra püre sonra da katı
besinlere geçilir.
Gastrik bypassndan
sonra örnek beslenme şemasını Blog kısmında ki makaleler arasında
bulabilirsiniz.
Gastrik
bypass fiyatlarını hastanelerin fiyat politikası, cerrahın deneyimi ve hastanın
genel sağlık problemleri belirler. Ancak maalesef gastrik bypassameliyatları
artık ameliyatı talep eden kişiler ve ameliyatı yapan kurumlar tarafından bir
ürün gibi algılanmaktadır. Bu algı ise kişileri ürünü en ucuz satanlara doğru
yöneltmektedir. Oysa ameliyatlar fabrikasyon üretilen ve satılan ürünlere
benzemez.
Gastrik
bypass olacakların önceliği cerrahın bilgisi becerisi ve deneyimi olmalıdır.
Kesinlikle reklam yoluyla fabrikasyon tarzda ucuza çok sayıda ameliyat yapan
hastane ve cerrahlardan uzak durulmalıdır.
Gastrik bypass teknik olarak ortalama bir saat civarında sürer. Ancak hastanın ameliyathaneye götürülmesi, uyutulmak için hazırlanması, uyuduktan sonra ameliyat masasına pozisyon verilmesi, silinmesi, örtülmesi, laparoskopik cihaz bağlantılarının yapılması, ameliyatın gerçekleştirilmesi, hastanın uyandırılması ve derlenme odasında kendisine gelinceye kadar tutulması, ameliyathaneden yattığı odaya kadar nakil edilmesi ise zaman alır. Bu yüzden hastanın ameliyat için odasından çıkıp yeniden odasına dönünceye kadar geçen zaman bazen 2-3 saati bulabilir
Gastrik bypassndan sonra ortalama iki gece hastanede kalınır.
Genelde su geçirmez spançlar ile taburcu günü hastanede ya da eve gidince duş alınır. Gerekmedikçe pansuman yapılmaz.
Genellikle küçük cilt dikişleri kendiliğinden emilen dikişler ile dikildiği için dikiş alınmaz pansuman yapılmaz.
Dikiş yerindeki kabuklar dökülmedikçe ve yara yeri iyice kapanmadıkça havuza ve denize girilmez. Yara iyileşmesi iyi olanlar ortalama ameliyattan on gün sonra havuza ve denize girebilirler.
Gastrik bypassndan sonra etkili bir kilo kaybı için spor ve egzersiz yapmak şarttır. Egzersiz aynı zamanda genel sağlık durumu için de önemlidir. Gastrik bypassndan sonra erken dönemde sadece yürüyüş önerilir. İlerleyen zamanlarda ise daha ağır egzersizler temkinli şekilde yavaş yavaş yapılabilir.
Gastrik bypass laparoskopik denilen kapalı teknikle yapıldığı için ameliyat sonrası süreç ağrısız ve oldukça konforludur. Bu yüzden masa başı işler yapanlar 3-4 gün sonra işlerin başına dönebilirler. Ağır işlerde çalışanların ise bir ay süreyle aşırı ağılık kaldırılmamaları gerekir.
Alkol hem yüksek kalorisi yüzünden hem de toksik özelliğinden dolayı sağlığı olumsuz etkiler. Alkol sıvı özelliği nedeniyle gastrik bypassndan sonra mide içinden hızla akarak ince bağırsaklara geçer ve emilir ve kalori olarak yağa dönüşür. Gastrik bypassndan sonra alkol kullananlar iyi oranda kilo veremedikleri gibi zaman içinde verdikleri kiloyu da yavaş yavaş geri alırlar. Bu yüzden gastrik bypass olmayı düşünenlerin alkol alışkanlığından vazgeçmeleri gerekir.
Alkol gibi sigara da zehirli özelliğinden dolayı sağlık için son derece zararlı bir alışkanlıktır. Sigara içenlerde gastrik bypassndan sonra mide ülseri ve gastrit gibi şikayetler daha sık görülür.
Gastrik bypass ameliyatı sonrası önerilen beslenme tarzına uyulmadığı zaman geri kilo alınır. Kilo almanın asıl nedeni midenin büyümesi değildir. Çünkü gastrik bypass sonrası kilo alanların asıl problemi porsiyonların artması değildir. Asıl sorun sürekli ve azar azar beslenmektir. Özellikle yüksek kalorili abur cubur tüketilmesi çikolata tatlı gibi gıdalara yönelinmesi kuru yemişlerin sık tüketilmesi kilo almaya yol açar. Bu yüzden gastrik bypass ameliyatından sonra kilo almamanın yolu doktorunuzun tavsiyelerine kesinlikle uymaktır.
Gastrik bypass ameliyatından sonra küçülen mide zaman içinde bir miktar genişler. Bu durum normal ve gereklidir. Çünkü sağlıklı ve yeterli beslenebilmek mide biraz esnemek zorundadır. Gastrik bypass ameliyatından sonra doyma hissi ve ağrıya rağmen yemeye devam edenler, katı ve sıvıları bir arada tüketenler ve gazlı içecekler içenlerin mideleri daha çok büyür. Ancak mide büyümesi her zaman yeniden kilo alma nedeni değildir. Tüketilmesi daha kolay olan dondurma, çikolata, milk shake, enerji içecekleri, tatlı meyve suları, tatlı ve kuruyemiş gibi yemesi kolay ve kalorili yiyecekler en önemli kilo alma nedenidir.
Gastrik bypass ameliyatı sonrası ilk yıl oruç tutulması önerilmez. Çünkü ameliyat sonrası porsiyonlar zaten çok azalmıştır ve kişinin bir defada yiyebileceği miktar dolayısıyla kısıtlıdır. Bu yüzden uzun süreli açlık ve susuzluk kişiyi olumsuz etkileyebilir. Ancak bir yıl geçtikten sonra uyum süreci kolaylaşır ve kişi oruç tutup tutamayacağına deneme yanılma yoluyla karar verebilir. Oruç tutmayı tolere edemeyenlere kesinlikle tutmaları önerilmez.
Gastrik bypass ameliyatı sonrası dengeli ve sağlıklı beslenerek kilo verenlerde cilt gevşemesine bağlı sarkma daha az görülür. Ancak cildin çok genişlemesine yol açan aşırı kilolular da gastrik bypass sonrası kilo verince cilt sarkmaları daha çok görülür. Genel olarak gençlere oranla yaşlılarda, erkeklere oranla kadınlarda daha fazla sarkma görülür.
Gastrik bypass sonrası oluşan cilt sarkmalarına yönelik estetik ameliyatların zamanlaması oldukça önemlidir. Kural şudur: Kişi gastrik bypass ameliyatı sonrası en düşük kiloya gelir ve bu kilosunda altı ay boyunca kaldığı zaman ameliyat planı yapılır. Dolayısıyla cilt ameliyatları için gastrik bypass ameliyatı sonrası en az bir buçuk yıl geçmelidir. Aksi taktirde olası geri kilo alımına bağlı ciddi cilt ve görünüm sorunları yaşanır.
Gastrik bypass olan çoğu kadın hasta aşırı kiloları nedeniyle kısırlık sorunu yaşamışlardır. Kısırlık sorunu kilolu olmaya bağlı olanlar tüp bebek tedavisinden de fayda görmemişlerdir. Dolayısıyla gastrik bypass ameliyatı sonrası kilo verilmesi ile daha ilk aylarda bile hamile kalınabilir. Bu olasılık yüzünden gastrik bypass ameliyatı sonrası kişi mutlaka gebe kalmaktan korunulmalı ve gebelik ameliyattan en az bir yıl sonrasında planlanmalıdır.
Obezite durumu sadece ağırlık sorunu değildir. Obeziteye bağlı çok sayıda hastalık da meydana gelir. Tip 2 şeker hastalığı bunların başında gelir. Tip 2 şeker hastalığını tetikleyen ise insülin direncidir. Diğer yandan yüksek tansiyon reflü astım eklem sorunları gibi daha pek çok sorun obezite durumunda görülür. Gastrik bypass ameliyatı sonrası ameliyatın hem kilo verdiren etkisi hem de hormonal etkisinden dolayı şeker hastalığı ya tamamen düzelir ya da kullanılan ilaç dozu azalır. Ayrıca varsa yüksek tansiyon, horlama, astım gibi şikayetler de gastrik bypass ameliyatı sonrası kaybolur.
Gastrik bypass ameliyatı sonrası hızlı kilo kaybına bağlı saç dökülmesi olabilir ancak bu dökülme kalıcı değildir. Bir kaç ay içerisinde dökülen tüm saçlar yeniden çıkar. Saç sağlığı için yeterli protein ve vitamin desteği gereklidir.
Gastrik bypass ameliyatı sonrası çoğu hasta kilo kaybına bağlı üşüme hissedebilir. Nedeni bizi koruyan ve ısıtan yağ dokusunun hızlı bir şekilde kaybedilmesidir. Bu duruma zaman içerisinde adaptasyon gelişir.
Gastrik bypass sonrası taburcu olanların ilk 10 gün kan sulandırıcı kullanılması önerilir. İlk 3 ay mide asidini azaltan ilaçların kullanılması gerekir. Vitamin ve mineral desteğine ise yapılacak testlere göre karar verilir.
Gastrik bypass ameliyatı sonrası 45 günde, altıncı ayda, birinci yılda, 18 ayda ve ikinci yılda kan testleri yaptırmalıdır. Daha sonra duruma göre yıllık kan testleri yapılır. Genel olarak şu testler yapılır: Hemogram, kan şekeri, üre, kreatin, ürik asit, ast, alt, albümin, TSH, PTH, ferritin, Vitamin B12, D vitamini, Trigliserid, Total kolesterol, HDL, LDL ve gerekirse HbA1c Her kontrolde hangi tahlillerin tekrar her kontrol zamanında hangi kan tahlillerinin yapılması gerektiğine kontrolü yapan doktor kararı verir ve tüm tahlillerin her defasında yapılmasına gerek yoktur. Örneğin D-vitamini tahlili çoğu kamu sağlık kuruluşunda kısıtlıdır ve özel kuruluşlarda ise aşırı pahalıdır. Bu yüzden D-Vitamini tahlili yapmak yerine dengeli biçimde takviyesini vermek daha mantıklıdır. Gastrik bypass ameliyatı sonrası altıncı ayda kişinin safra kesesi alınmamış ve ameliyat öncesi safra kesesinde taş saptanmamış ise safra kesesine yönelik bir ultrason yapılır. Çünkü hızlı kilo kaybına bağlı safra taşı görülme olasılığı %30 civarındadır. Safra kesesinde taş saptandığında ameliyat önerilir. Gastrik bypass ameliyatı sonrası böbrek taşı oluşma olasılığı da artar. Bu yüzden üriner sistem ultrasonu da yaptırılmalıdır.
Gastrik bypass ameliyatı ya da diğer obezite cerrahisi yöntemlerini olabilmek için yaş sınırı 18- 65 arası kabul edilir. Ancak bazı durumlarda 18 yaş altı ve 65 yaş üstü kişiler için de gastrik bypass uygulanabilir
Gastrik bypass ameliyatı eğer tekniğine uygun yapılmamış ve mide gerekenden daha büyük bırakılmışsa yeniden ameliyat düşünülebilir.
Gastrik bypass ameliyatı acil yapılması gereken ameliyatlardan farklıdır. Bu tür ameliyatlar planlı yapılmalıdır. Çünkü obezite durumunda kişi hem anesteziye hem de cerrahiye ait ciddi sorunlar yaşayabilir. Yapılan araştırmalar gastrik bypass öncesi bir miktar kilo verenlerde daha az komplikasyon görüldüğünü kanıtlamıştır. Obezite durumunda sadece cilt altı değil karın içinde de aşırı yağ birikir. Aynı zamanda karaciğerde çok daha büyük ve yağlı hale gelir. Bu durum kapalı yapılacak ameliyatı oldukça güçleştirir. Bunu şöyle düşünebilirsiniz; Tıka basa eşya ile dolu bir odayı hayal edin. Bu odada ihtiyacınız olan bir eşyayı kolay bulabilir misiniz? Hadi buldunuz diyelim kolayca çıkartabilir misiniz? Ameliyat öncesi kilo verince önce karın içindeki yağlar azalacak ve karaciğer küçülecektir. Karın içindeki yağ ve karaciğer hacminizi azaltmazsanız ameliyatınızı yapacak cerrahta tıpkı sizin gibi aradığı eşyayı adeta bir oda olan karın içinizde ki mide ve bağırsaklarınızı zor görecek ve ameliyatınız riskli olacaktır. Bu yüzden daha risksiz bir gastrik bypass olmak için ameliyat öncesi toplam vücut ağırlığının %5’ini vermek çok daha güvenli bir ameliyat olmaya yardımcı olacaktır.