Tüp mide
ameliyatı mide hacmini ameliyat yolu ile azaltarak kilo vermeye yardımcı olan
bir zayıflama yöntemidir. Tüp mide ameliyatı yemek yeme miktarını kısıtlar.
Mide küçültme olarak da bilinen tüp mide ameliyatı hem dünyada hem de
Türkiye’de ilk sırada yer alan cerrahi bir tekniktir.
Tüp mide (sleeve
gastrektomi) midenin ameliyat yolu ile küçültülmesi işlemidir. Bu yüzden mide
küçültme ameliyatı olarak da bilinir. Mide
çok miktarda besini yiyebilmek için kullanılan bir depo gibidir. Deponun
sürekli ve gereğinden dolu olması ise kilo almaya neden olur. Tüp mide ameliyatı da bu sistemi bozmak için tasarlanan
bir zayıflama yöntemidir. Tüp mide ameliyatında midenin yaklaşık %80’lik kısmı
dikey olarak kesilir ve çıkarılır. Tüp mide ismi de mideye kalıcı olarak bir
tüp yerleştirildiği için değil midenin ameliyat sonrası bir tüpe benzemesinden
dolayı verilmiştir. Tüp mide ameliyatından sonra torba şeklindeki büyük mide
artık tüp şeklinde küçüldüğü için kişiler eskisine göre oldukça az miktarda
gıda ile erkenden doyarlar. Bu sayede alınan günlük kalori miktarı eskisine
göre azalır ve kişi kilo vermeye başlar. Dolayısıyla tüp mide ameliyatı sonrası
yeme kapasitesinin kısıtlanması tüp mide ameliyatının birincil etki mekanizmasıdır.
Tüp mide
ameliyatının ikinci önemli etki mekanizması ise iştahı baskılamasıdır. Çünkü “ghrelin”
denen açlık hormonu temel olarak midenin fundus denilen en geniş kısmından
salgılanır ve aşırı yeme dürtüsüne yol açarak obeziteye neden olabilir. Tüp mide
ameliyatında bu bölüm tamamen çıkarıldığı için iştah baskılanır. Bu sayede yeme
isteği azalır ve kişi daha az kalori aldığı için kilo vermeye başlar.
Tüp mide
ameliyatı en az altı ay süreyle diyet ve egzersiz yapmalarına rağmen kilo
veremeyen kişiler için kullanılan bir zayıflama ameliyatı yöntemidir. Tüp mide
ameliyatı olacak kişilerin ya vücut kitle indeksleri 40 kg/m2 ve üstü olmalı ya
da vücut kitle indeksleri 35-40 kg/m2 arasında ama şeker hastalığı, yüksek
tansiyon, uyku apnesi gibi yandaş hastalıklardan birinin de bulunması gerekir. Son
senelerde vücut kitle indeksi 30-35 kg/m2 arasında olup ilaç ile kontrol
edilemeyen Tip-2 şeker hastalarının tedavisi içinde tüp mide ameliyatı tavsiye
edilmektedir. Örneğin boyu 160 cm ve 100
kg olan birisi hiçbir hastalığı olmasa bile tüp mide ameliyatı için uygun kabul
edilir. Çünkü bu kişinin vücut kitle indeksi 40 kg/m2 üzerindedir. Bu kişinin tüp
mide ameliyatı olması için aranan diğer bir kriter ise son altı ay içinde diyet
ve egzersize rağmen kilo verememiş olmasıdır. Aynı kişinin 80 kg olması halinde
ise tüp mide ameliyatı olabilmesi için tip 2 şeker hastalığı, yüksek tansiyon,
uyku apne sendromu, eklem rahatsızlığı gibi sorunlarından birisinin olması
gerekirdi. Bu kişi daha da düşük kiloda olsaydı tüp mide ameliyatı olabilmesi
için ilaçlarla kontrol edilemeyen tip 2 şeker hastalığının da bulunması
gerekirdi.
Tüp mide
ameliyatı tam teşekküllü bir hastanede laparoskopik yöntemle genel anestezi
altında yapılır. Laparoskopik yönteme “kapalı
ameliyat” da denir. Laparoskopik yöntemde tüp mide ameliyatını yapacak doktor
karın içini öce karbondioksit gazı ile şişirir ve sonra bir kamera ile karın
içine girer. Daha sonra uzunca çubuk şeklinde ki birkaç adet cerrahi cihaz
5-10mm arası cilt kesilerinden karın içine sokulur. Midenin çıkarılacak kısmındaki
damarsal bağlantılar özel cihazlarla kanama olmaması için mühürlenip kesilir.
Böylece mide etrafındaki bağlantılar çıkış kısmına 3-4cm mesafeden giriş kısmı
olan yemek borusuna kadar çevre dokulardan tamamen serbestleştirilmiş olur.
Daha sonra serçe parmağı çapında slikon bir tüp anestezi uzmanı tarafından ağız
yolundan mide içine gönderilir. Midenin çıkarılacak kısmı bu slikon tüp
klavuzluğunda stapler denilen özel tıbbi cihazlar ile dikey olarak kesilir.
İşlem bitince slikon tüp çıkarılır ve kaçak testi yapılır. Daha sonra büyük
mide parçası karın dışına çıkarılır. Olası kanamaları gözlemlemek için karın
içine dren yerleştirilerek tüp mide ameliyatı tamamlanmış olur. Sonra cilt
kesileri dikilerek üstü gazlı bez ile kapatılır. Hasta anestezi uzmanı kontrolünde
uyandırılır ve tamamen kendine gelinceye kadar ameliyathane içinde bir süre
tutulur. Daha sonra ameliyathaneden geceyi geçireceği servis yatağına alınır.
Servis hemşiresi doktorun önerdiği serum ve ilaçları uygulamaya başlar. Hasta
yatağına geldikten 6 saat sonra her şey yolunda ise ayağa kaldırılarak
yürütülür. Bulantı ve kusma hissi yoksa 6 saat sonra çok sıcak çay içer gibi
minik yudumlarla su içilebilir. Ertesi gün de serum ve ilaç tedavisine devam
edilir hasta yudum yudum su içmeyi sürdürür. Öğlen ve akşam saatlerinde et
suyu, tavuk suyu ve komposto gibi berrak sıvıları kaşık yardımı ile yavaş yavaş
içmeye alışır. Ertesi gün doktor ziyaretinde kişi yeterince sıvı içebiliyor
ve tüm bulguları stabil ise dreni
çekilir, pansumanı değiştirilerek taburcu edilir.
Tüp mide
ameliyatından sonra standart miktarda kilo verilmez. Kilo verme miktarı vücut
kitle indeksi dediğimiz boy ve kilo oranına göre değişir. Örneğin boyu bir 160 cm kilosu 100 olan
birisi 30 - 35 kilo verirken boyu 160 cm
kilosu 150 kg olan birisi ise 45- 50 kilo verecektir. Öte yandan tüp
mide ameliyatı sonrası kişinin yaşam tarzını değiştirip değiştirmediği de
verilecek kilo miktarını yakından etkiler. Örneğin sağlıklı beslenenler ve
düzenli egzersiz yapanlar çok daha iyi oranda kilo verirler. Yapılan çok sayıda bilimsel araştırma sonuçlarına göre tüp mide ameliyatından bir yıl sonra
kişilerin ortalama başlangıç kilolarının %30’unu verebildiklerini
kanıtlamaktadır.
Örneğin
başlangıç kilosu 100 kg olan biri tüp mide ameliyatından sonra şöyle kilo
verir:
Süre |
Başlangıç: 100kg |
Kilo verme oranı (%) |
6. Hafta |
90kg |
%10 |
3. Ay |
85kg |
%15 |
6. Ay |
80kg |
%20 |
9. Ay |
75kg |
%25 |
12. Ay |
70kg |
%30 |
Deneyimli cerrahlar tarafından yapılan
tüp mide ameliyatına bağlı komplikasyon oranları safra kesesi ya da apandisit
ameliyatlarından farklı değildir.
Dolayısıyla tüp mide ameliyatına bağlı
meydana gelen nadir komplikasyonları medya hemen haber yapmakta ve bu yüzden obezite
cerrahisinden fayda görebilecek pek çok hastaya tereddütler yaşatılmaktadır.
Hastalar bu gibi haberleri dikkatte almasalar bile onların aileleri,
arkadaşları ve çevreleri ameliyattan fayda görebilecek bu insanları oldukça olumsuz
bir şekilde etkilemektedirler.
Tüp mide ameliyatından sonra en önemli
komplikasyon kaçak dediğimiz durum olup oldukça seyrek görülür. Kanama, akciğer
enfeksiyonları, tromboemboli, karın içi organ yaralanmaları, yüzeyel cilt
enfeksiyonları diğer seyrek görülen riskler arasında sayılır.
Dolayısıyla asıl risk obezite ameliyatı
olanlarda değil tedavi olmayan obez kişiler arasında görülür.
Tüp mide ameliyatı gerek teknik
gerekse sonuçları bakımından oldukça etkili bir ameliyatla zayıflama
yöntemidir. Tüp mide ameliyatında sadece mideye yönelik bir işlem yapılır, ince
bağırsaklara dokunulmaz. Böylece kısa
dönemde ve uzun dönemde ince bağırsaklara ait komplikasyonlar görülmez. Ayrıca
tüp mide ameliyatı ileriki zamanlarda başta gastrik bypass olmak üzere
tüm obezite cerrahisi yöntemlerine dönüşebilir.
Dolayısıyla tüp mide ameliyatından sonra kişinin kilo alması durumunda
her zaman için revizyon cerrahisi denen ikinci bir ameliyat şansı vardır.
Tüp mide ameliyatı
olanlar genellikle ilk hafta sıvı, sonra püre sonra da katı yiyecek yemeye
başlarlar.
Peki tüp mide
ameliyatından sonra ki erken dönemde neden sıvı beslenmek gerekiyor?
Bunun yolu normalde nasıl
beslendiğimizi anlamakla mümkündür?
Çiğnediğimiz her besin yemek
borumuzdan geçerek mideye ulaşır. Mide içine giren besinler mide asidi ve midenin
miksere benzer hareketleri ile çalkalanarak parçalanmaya devam eder. Bu işlem, gıdalar
bulamaç haline gelinceye kadar devam eder. Daha sonra bulamaç haline gelmiş
gıda, ‘pilor’ adı verilen halkaya benzer bir kapının aralanmasıyla azar azar
ince bağırsağa geçmeye başlar. İnce bağırsağa geçen bulamaç haline gelmiş gıdalar
da safra ve pankreastan gelen sindirim enzimlerinin etkisiyle daha küçük
parçalara sindirilerek ince bağırsaktan emilir. Bu sürecin en önemli
kısımlarından biri mide çıkış halkasının besinler ince bağırsağa geçebilecek kıvama
gelinceye kadar kolay kolay açılmamasıdır.
Ancak tüp mide ameliyatı ile küçülen mide
eskisi gibi besinleri karıştıramaz. Bu yüzden tüp mide ameliyatı olanlar erken
dönemde katı şeyler yediklerinde ağrı ve tıkanma hissiyle kusabilirler. Bu
hissin nedeni mide içinde basınç artışıdır.
Yüksek basınç ise
mideyi tüp haline getirmek için kullanılan stapler dediğimiz zımba şeklindeki
dikişlerin ayrışmasına ve kaçak diye adlandırılan sızıntıların meydana
gelmesine neden olabilir.
Tüp Mide ameliyatından
sonra mide içi basıncını azaltmanın yolu sıvı beslenmektir. Çünkü sıvıların
çalkalanmasına gerek yoktur.
Dolayısıyla mide çıkış
kapısı olarak adlandırılan pilor kası, mideye giren sıvıların geçişine koşulsuz
olarak izin verdiği halde, katı besinlerin geçişine; besinler ince bağırsağa
geçecek kıvama gelinceye kadar çalkaladığı için izin vermez.
Bu yüzden tüp mide
ameliyatından sonra küçülen yeni midenin dikiş hattı iyice iyileşip yüksek
basınçlara dayanıklı hale gelinceye kadar önce sıvı, sonra püre sonra da katı
besinlere geçilir.
Tüp mide ameliyatından
sonra örnek beslenme şemasını Blog kısmında ki makaleler arasında
bulabilirsiniz.
Tüp mide
ameliyatı fiyatlarını hastanelerin fiyat politikası, cerrahın deneyimi ve
hastanın genel sağlık problemleri belirler. Ancak maalesef tüp mide
ameliyatları artık ameliyatı talep eden kişiler ve ameliyatı yapan kurumlar
tarafından bir ürün gibi algılanmaktadır. Bu algı ise kişileri ürünü en ucuz
satanlara doğru yöneltmektedir. Oysa ameliyatlar fabrikasyon üretilen ve
satılan ürünlere benzemez.
Tüp mide
ameliyatı olacakların önceliği cerrahın bilgisi becerisi ve deneyimi olmalıdır.
Kesinlikle reklam yoluyla fabrikasyon tarzda ucuza çok sayıda ameliyat yapan
hastane ve cerrahlardan uzak durulmalıdır.
Tüp mide ameliyatı teknik olarak ortalama bir saat civarında sürer. Ancak hastanın ameliyathaneye götürülmesi, uyutulmak için hazırlanması, uyuduktan sonra ameliyat masasına pozisyon verilmesi, silinmesi, örtülmesi, laparoskopik cihaz bağlantılarının yapılması, ameliyatın gerçekleştirilmesi, hastanın uyandırılması ve derlenme odasında kendisine gelinceye kadar tutulması, ameliyathaneden yattığı odaya kadar nakil edilmesi ise zaman alır. Bu yüzden hastanın ameliyat için odasından çıkıp yeniden odasına dönünceye kadar geçen zaman bazen 2-3 saati bulabilir
Tüp mide ameliyatından sonra ortalama iki gece hastanede kalınır.
Genelde su geçirmez spançlar ile taburcu günü hastanede ya da eve gidince duş alınır. Gerekmedikçe pansuman yapılmaz.