MİNİ Gastrik
bypass ameliyatı Nedir? Kimlere yapılır?
Mini gastrik
bypass ameliyatı gastrik bypass ameliyatının bir türüdür ve kilo vermeye
yardımcı olan bir obezite cerrahisi yöntemidir. Türkçede mide bypass olarak da bilinir.
Mini gastrik bypass ameliyatı hem yeme
miktarını kısıtlar hem de yenilen gıdaların emilimini azaltır.
Mini gastrik
bypass ameliyatı gastrik bypass ameliyatının en basit versiyonudur. Bu ameliyat
ile mide hacmi eskisine göre %85 oranında küçültülür ve küçük mide ince
bağırsağın ileri bir kısmına bağlanır. Mini gastrik bypass ameliyatından sonra
kişiler eskisine göre az miktarda gıda ile erkenden doyarlar. Aynı zamanda yenilen
besinler daha az emilir. Bu sayede alınan günlük kalori miktarı düşer ve kişi
kilo vermeye başlar. Dolayısıyla mini gastrik bypass ameliyatı sonrası kişinin
hem yeme kapasitesi azalır hem de yedikleri daha az ince bağırsaktan emilir. Emilimin
azalması mini gastrik bypass ameliyatının en önemli özelliğidir. Örneğin mini gastrik
bypass ameliyatı olan biri 100 kalorilik bir besin yediği zaman 20-25 kalorisi
ince bağırsaktan emilmez.
Mini gastrik
bypass ameliyatı en az altı ay süreyle diyet ve egzersiz yapmalarına rağmen
kilo veremeyen kişiler için uygundur. Mini gastrik bypass ameliyatı olacak
kişilerin ya vücut kitle indeksleri 40 kg/m2 ve üstü olmalı ya da vücut kitle
indeksleri 35-40 kg/m2 arasında ama şeker hastalığı, yüksek tansiyon, uyku
apnesi gibi yandaş hastalıklardan birinin de bulunması gerekir. Son senelerde
vücut kitle indeksi 30-35 kg/m2 arasında olup ilaç ile kontrol edilemeyen Tip-2
şeker hastalarının tedavisi içinde mini gastrik bypass ameliyatı tavsiye
edilmektedir. Örneğin boyu 160 cm ve 100
kg olan birisi hiçbir hastalığı olmasa bile mini gastrik bypass ameliyatı için
uygun kabul edilir. Çünkü bu kişinin vücut kitle indeksi 40 kg/m2 üzerindedir. Bu
kişinin mini gastrik bypass ameliyatı olması için aranan diğer bir kriter ise son
altı ay içinde diyet ve egzersize rağmen kilo verememiş olmasıdır. Aynı kişinin
80 kg olması halinde ise mini gastrik bypass ameliyatı olabilmesi için tip 2
şeker hastalığı, yüksek tansiyon, uyku apne sendromu, eklem rahatsızlığı gibi
sorunlarından birisinin olması gerekirdi. Bu kişi daha da düşük kiloda olsaydı mini
gastrik bypass ameliyatı olabilmesi için ilaçlarla kontrol edilemeyen tip 2
şeker hastalığının da bulunması gerekirdi.
Yeme
miktarını kısıtlayan ve mini gastrik bypass ameliyatı tam teşekküllü bir
hastanede laparoskopik yöntemle genel anestezi altında yapılır. Laparoskopik yönteme “kapalı ameliyat” da denir.
Laparoskopik yöntemde mini gastrik bypass ameliyatını yapacak doktor karın
içini önce karbondioksit gazı ile şişirir ve sonra bir kamera ile karın içine
girer. Daha sonra uzunca çubuk şeklinde ki birkaç adet cerrahi cihaz 5-10 mm
arası cilt kesilerinden karın içine sokulur.
Daha sonra mide yemek borusunun bitim yerinden
yaklaşık 12-14 cm aşağısından küçücük bir cepçik haline getirilir. Mide
küçültme ile elde edilen yeni mide cepçiğinin hacmi yaklaşık 100cc kadardır. Dolayısıyla
mini gastrik bypass ameliyatında mide cepçiği rny gastrik bypass ameliyatına
göre daha uzun ve hacmi daha fazladır. Küçülen tüp şeklinde ki küçük mide ince
bağırsağın mide çıkışından sonra yaklaşık 150-200 cm aralığındaki bir yerden
bağlantı yapılır.
Mini gastrik
bypass ameliyatında sadece tüp şeklinde ki küçük mide ince bağırsak ile
birleştirilir. Bu ameliyatın şekli rny gastrik bypass ameliyatına göre daha
basit olduğu için tercih edilir.
Daha sonra
kaçak testi yapılır, olası kanamaları gözlemlemek için karın içine bir dren yerleştir
ve cilt kesileri dikilerek üstü gazlı bez ile kapatılır. Hasta anestezi uzmanı
kontrolünde uyandırılır, tamamen kendine gelinceye kadar ameliyathane içinde
bir süre tutulur. Daha sonra ameliyathaneden geceyi geçireceği servis yatağına
alınır. Servis hemşiresi doktorun önerdiği serum ve ilaçları uygulamaya başlar.
Hasta yatağına geldikten 6 saat sonra her şey yolunda ise ayağa kaldırılarak
yürütülür. Bulantı ve kusma hissi yoksa 6 saat sonra çok sıcak çay içer gibi
minik yudumlarla su içilebilir. Ertesi gün de serum ve ilaç tedavisine devam
edilir hasta yudum yudum su içmeyi sürdürür. Öğlen ve akşam saatlerinde et suyu,
tavuk suyu yoğurt püre gibi şeyler yiyebilir. Ertesi gün doktor ziyaretinde
kişi yeterince sıvı içebiliyor ve tüm
bulguları stabil ise dreni çekilir, pansumanı değiştirilerek taburcu edilir.
Mini gastrik
bypass ameliyatından sonra standart miktarda kilo verilmez. Kilo verme oranını
yapılan ince bağırsak bağlantıların uzunluğu ve vücut kitle indeksi dediğimiz
boy, kilo oranı belirler. Örneğin boyu
bir 160 cm kilosu 100 olan birisi aynı rny gastrik bypass ameliyatı olduğu
zaman 30 - 35 kilo verirken boyu 160 cm
kilosu 150 kg olan birisi ise 45- 50 kilo verecektir. Öte yandan kişinin
yaşam tarzını nasıl değiştirdiği de verilecek kilo miktarını yakından etkiler. Örneğin
sağlıklı beslenenler ve düzenli egzersiz yapanlar daha iyi oranda kilo
verirler. Yapılan araştırmalar mini gastrik bypass ameliyatından bir yıl sonra
kişilerin ortalama başlangıç kilolarının %30-40’nı verebildiklerini göstermektedir.
Deneyimli cerrahlar tarafından yapılan
mini gastrik bypass ameliyatına bağlı komplikasyon oranları safra kesesi ya da
apandisit ameliyatlarından farklı değildir.
Dolayısıyla mini gastrik bypass
ameliyatından sonra her türlü ameliyatlardan sonra görülebilen kanama, akciğer
enfeksiyonları, tromboemboli, karın içi organ yaralanmaları ve cilt
enfeksiyonları gibi sorunlar yaşanabilir.
Mini gastrik bypass ameliyatı rny
gastrik bypass ameliyatına göre daha basit bir ameliyat yöntemidir. Mini gastrik
bypass ameliyatının da en önemli avantajı yenilen gıdaların emilimini azaltmasıdır.
Örneğin tüp mide ameliyatından sonra 100 kalorilik bir yemek yediğiniz zaman
tamamı ince bağırsaktan emilirken gastrik bypass ameliyatı yapılanlarda 25-30
kalori emilmez. Öte yandan mini gastrik bypass safra reflüsüne yol açabilir.
Dolayısıyla zayıflama ameliyatına ihtiyacı olanların reflü ve mide fıtığı gibi
sorunları da varsa mini gastrik bypass ameliyatı tercih edilmemelidir.
Mini gastrik bypass ameliyatı
olanlar tüp mide ameliyatının aksine sıvı beslenme dönemleri daha kısadır. Genellikle
ilk birkaç gün sıvı, sonra püre sonra da katı yiyecek yemeye başlarlar. Çünkü mini
gastrik bypass ameliyatında tüp mide ameliyatında pilor dediğimiz midenin çıkış
kısmı devre dışı kalmıştır. Dolayısıyla yeni küçük midenin ince bağırsak
bağlantısı sürekli açıktır ve basınç artışına yol açmaz.
Mini gastrik bypass ameliyatından sonra örnek
beslenme şemasını Blog kısmında ki makaleler arasında bulabilirsiniz
Mini gastrik
bypass fiyatlarını hastanelerin fiyat politikası, cerrahın deneyimi ve hastanın
genel sağlık problemleri belirler. Ancak maalesef tüp mide ameliyatları gibi mini
gastrik bypass ameliyatları da artık ameliyatı talep eden kişiler tarafından
bir ürün gibi algılanmakta, ameliyatı yapan kurumlar tarafından da bir ürün
gibi satılmaktadır. Bu durum kişileri ürünü en ucuz satanlara doğru
yöneltmektedir. Oysa hiçbir ameliyat fabrikasyon üretilen ve satılan ürünlere
benzemez.
Mini gastrik
bypass olacakların önceliği cerrahın bilgisi becerisi ve deneyimi olmalıdır.
Kesinlikle reklam yoluyla en ucuz fiyat veren hastane ve cerrahlardan uzak
durulmalıdır.
Rny gastrik bypass ameliyatı geçmişi yaklaşık 60 yılla dayanan bir ameliyattır. Rny gastrik bypass ameliyatında küçük mide ile ince bağırsak, ince bağırsak ile ince bağırsak bağlantısı olmak üzere iki yeni bağlantı yapılır. Mini gastrik bypass ameliyatında ise sadece küçük mide ile ince bağırsak bağlantısı yapılır. Dolayısıyla mini gastrik bypass ameliyatı rny gastrik bypass ameliyatını kolaylaştırmak için uygulanan bir zayıflama ameliyatı yöntemidir.
Mini gastrik bypass ameliyatı teknik olarak ortalama bir saat civarında sürer. Ancak hastanın ameliyathaneye götürülmesi, uyutulmak için hazırlanması, uyuduktan sonra ameliyat masasına pozisyon verilmesi, silinmesi, örtülmesi, laparoskopik cihaz bağlantılarının yapılması, ameliyatın gerçekleştirilmesi, hastanın uyandırılması ve derlenme odasında kendisine gelinceye kadar tutulması, ameliyathaneden yattığı odaya kadar nakil edilmesi ise zaman alır. Bu yüzden hastanın ameliyat için odasından çıkıp yeniden odasına dönünceye kadar geçen zaman bazen 2-3 saati bulabilir
Mini gastrik bypass ameliyatından sonra ortalama iki gece hastanede kalınır.
Genelde su geçirmez spançlar ile taburcu günü hastanede ya da eve gidince duş alınır. Gerekmedikçe pansuman yapılmaz.
Genellikle küçük cilt dikişleri kendiliğinden emilen dikişler ile dikildiği için dikiş alınmaz pansuman yapılmaz.
Dikiş yerindeki kabuklar dökülmedikçe ve yara yeri iyice kapanmadıkça havuza ve denize girilmez. Yara iyileşmesi iyi olanlar ortalama ameliyattan on gün sonra havuza ve denize girebilirler.
Mini gastrik bypass ameliyatından sonra etkili bir kilo kaybı için spor ve egzersiz yapmak şarttır. Egzersiz aynı zamanda genel sağlık durumu için de önemlidir. Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası erken dönemde sadece yürüyüş önerilir. İlerleyen zamanlarda ise daha ağır egzersizler temkinli şekilde yavaş yavaş yapılabilir.
Mini gastrik bypass ameliyatı laparoskopik denilen kapalı teknikle yapıldığı için ameliyat sonrası süreç ağrısız ve oldukça konforludur. Bu yüzden masa başı işler yapanlar 3-4 gün sonra işlerin başına dönebilirler. Ağır işlerde çalışanların ise bir ay süreyle aşırı ağılık kaldırılmamaları gerekir.
Alkol hem yüksek kalorisi yüzünden hem de toksik özelliğinden dolayı sağlığı olumsuz etkiler. Alkol sıvı özelliği nedeniyle mini gastrik bypass ameliyatı sonrası mide içinden hızla akarak ince bağırsaklara geçer ve emilir ve kalori olarak yağa dönüşür. Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası alkol kullananlar iyi oranda kilo veremedikleri gibi zaman içinde verdikleri kiloyu da yavaş yavaş geri alırlar. Bu yüzden Mini gastrik bypass ameliyatı olmayı düşünenlerin alkol alışkanlığından vazgeçmeleri gerekir.
Alkol gibi sigara da zehirli özelliğinden dolayı sağlık için son derece zararlı bir alışkanlıktır. Sigara içenlerde mini gastrik bypass ameliyatı sonrası mide ülseri ve gastrit gibi şikayetler daha sık görülür
Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası önerilen beslenme tarzına uyulmadığı zaman geri kilo alınır. Kilo almanın asıl nedeni midenin büyümesi değildir. Çünkü mini gastrik bypass ameliyatı sonrası kilo alanların asıl problemi porsiyonların artması değildir. Asıl sorun sürekli ve azar azar beslenmektir. Özellikle yüksek kalorili abur cubur tüketilmesi çikolata tatlı gibi gıdalara yönelinmesi kuru yemişlerin sık tüketilmesi kilo almaya yol açar. Bu yüzden mini gastrik bypass ameliyatından sonra kilo almamanın yolu doktorunuzun tavsiyelerine kesinlikle uymaktır.
Mini gastrik bypass ameliyatından sonra küçülen mide zaman içinde bir miktar genişler. Bu durum normal ve gereklidir. Çünkü sağlıklı ve yeterli beslenebilmek mide biraz esnemek zorundadır. Mini gastrik bypass ameliyatından sonra doyma hissi ve ağrıya rağmen yemeye devam edenler, katı ve sıvıları bir arada tüketenler ve gazlı içecekler içenlerin mideleri daha çok büyür. Ancak mide büyümesi her zaman yeniden kilo alma nedeni değildir. Tüketilmesi daha kolay olan dondurma, çikolata, milk shake, enerji içecekleri, tatlı meyve suları, tatlı ve kuruyemiş gibi yemesi kolay ve kalorili yiyecekler en önemli kilo alma nedenidir.
Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası ilk yıl oruç tutulması önerilmez. Çünkü ameliyat sonrası porsiyonlar zaten çok azalmıştır ve kişinin bir defada yiyebileceği miktar dolayısıyla kısıtlıdır. Bu yüzden uzun süreli açlık ve susuzluk kişiyi olumsuz etkileyebilir. Ancak bir yıl geçtikten sonra uyum süreci kolaylaşır ve kişi oruç tutup tutamayacağına deneme yanılma yoluyla karar verebilir. Oruç tutmayı tolere edemeyenlere kesinlikle tutmaları önerilmez.
Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası dengeli ve sağlıklı beslenerek kilo verenlerde cilt gevşemesine bağlı sarkma daha az görülür. Ancak cildin çok genişlemesine yol açan aşırı kilolular da mini gastrik bypass ameliyatı sonrası kilo verince cilt sarkmaları daha çok görülür. Genel olarak gençlere oranla yaşlılarda, erkeklere oranla kadınlarda daha fazla sarkma görülür.
Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası oluşan cilt sarkmalarına yönelik estetik ameliyatların zamanlaması oldukça önemlidir. Kural şudur: Kişi mini gastrik bypass ameliyatı sonrası en düşük kiloya gelir ve bu kilosunda altı ay boyunca kaldığı zaman ameliyat planı yapılır. Dolayısıyla cilt ameliyatları için mini gastrik bypass ameliyatı sonrası en az bir buçuk yıl geçmelidir. Aksi taktirde olası geri kilo alımına bağlı ciddi cilt ve görünüm sorunları yaşanır.
Mini gastrik bypass ameliyatı olan çoğu kadın hasta aşırı kiloları nedeniyle kısırlık sorunu yaşamışlardır. Kısırlık sorunu kilolu olmaya bağlı olanlar tüp bebek tedavisinden de fayda görmemişlerdir. Dolayısıyla mini gastrik bypass ameliyatı sonrası kilo verilmesi ile daha ilk aylarda bile hamile kalınabilir. Bu olasılık yüzünden mini gastrik bypass ameliyatı sonrası kişi mutlaka gebe kalmaktan korunulmalı ve gebelik ameliyattan en az bir yıl sonrasında planlanmalıdır.
Obezite durumu sadece ağırlık sorunu değildir. Obeziteye bağlı çok sayıda hastalık da meydana gelir. Tip 2 şeker hastalığı bunların başında gelir. Tip 2 şeker hastalığını tetikleyen ise insülin direncidir. Diğer yandan yüksek tansiyon reflü astım eklem sorunları gibi daha pek çok sorun obezite durumunda görülür. Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası ameliyatın hem kilo verdiren etkisi hem de hormonal etkisinden dolayı şeker hastalığı ya tamamen düzelir ya da kullanılan ilaç dozu azalır. Ayrıca varsa yüksek tansiyon, horlama, astım gibi şikayetler de gastrik bypass ameliyatı sonrası kaybolur.
Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası hızlı kilo kaybına bağlı saç dökülmesi olabilir ancak bu dökülme kalıcı değildir. Bir kaç ay içerisinde dökülen tüm saçlar yeniden çıkar. Saç sağlığı için yeterli protein ve vitamin desteği gereklidir.
Mide gastrik bypass ameliyatı sonrası çoğu hasta kilo kaybına bağlı üşüme hissedebilir. Nedeni bizi koruyan ve ısıtan yağ dokusunun hızlı bir şekilde kaybedilmesidir. Bu duruma zaman içerisinde adaptasyon gelişir.
Mini gastrik bypass sonrası taburcu olanların ilk 10 gün kan sulandırıcı kullanılması önerilir. İlk 3 ay mide asidini azaltan ilaçların kullanılması gerekir. Vitamin ve mineral desteğine ise yapılacak testlere göre karar verilir.
Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası 45 günde, altıncı ayda, birinci yılda, 18 ayda ve ikinci yılda kan testleri yaptırmalıdır. Daha sonra duruma göre yıllık kan testleri yapılır. Genel olarak şu testler yapılır: Hemogram, kan şekeri, üre, kreatin, ürik asit, ast, alt, albümin, TSH, PTH, ferritin, Vitamin B12, D vitamini, Trigliserid, Total kolesterol, HDL, LDL ve gerekirse HbA1c Her kontrolde hangi tahlillerin tekrar her kontrol zamanında hangi kan tahlillerinin yapılması gerektiğine kontrolü yapan doktor kararı verir ve tüm tahlillerin her defasında yapılmasına gerek yoktur. Örneğin D-vitamini tahlili çoğu kamu sağlık kuruluşunda kısıtlıdır ve özel kuruluşlarda ise aşırı pahalıdır. Bu yüzden D-Vitamini tahlili yapmak yerine dengeli biçimde takviyesini vermek daha mantıklıdır. Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası altıncı ayda kişinin safra kesesi alınmamış ve ameliyat öncesi safra kesesinde taş saptanmamış ise safra kesesine yönelik bir ultrason yapılır. Çünkü hızlı kilo kaybına bağlı safra taşı görülme olasılığı %30 civarındadır. Safra kesesinde taş saptandığında ameliyat önerilir. Mini gastrik bypass ameliyatı sonrası böbrek taşı oluşma olasılığı da artar. Bu yüzden üriner sistem ultrasonu da yaptırılmalıdır.
Mini gastrik bypass ameliyatı ya da diğer obezite cerrahisi yöntemlerini olabilmek için yaş sınırı 18- 65 arası kabul edilir. Ancak bazı durumlarda 18 yaş altı ve 65 yaş üstü kişiler için de mini gastrik bypass ameliyatı uygulanabilir
Mini gastrik bypass ameliyatı eğer tekniğine uygun yapılmamış ve mide gerekenden daha büyük bırakılmışsa yeniden ameliyat düşünülebilir. Bazen daha etkili kilo kaybı için bağırsak ölçüleri değiştirmek faydalı olabilir.
Diğer obezite cerrahileri gibi mini gastrik bypass ameliyatı da acil yapılması gereken ameliyatlardan değildir. Bu tür ameliyatlar planlı yapılmalıdır. Çünkü obezite durumunda kişi hem anesteziye hem de cerrahiye ait ciddi sorunlar yaşayabilir. Yapılan araştırmalar mini gastrik bypass ameliyatı öncesi bir miktar kilo verenlerde daha az komplikasyon görüldüğünü kanıtlamıştır. Obezite durumunda sadece cilt altı değil karın içinde de aşırı yağ birikir. Aynı zamanda karaciğerde çok daha büyük ve yağlı hale gelir. Bu durum kapalı yapılacak ameliyatı oldukça güçleştirir. Bunu şöyle düşünebilirsiniz; Tıka basa eşya ile dolu bir odayı hayal edin. Bu odada ihtiyacınız olan bir eşyayı kolay bulabilir misiniz? Hadi buldunuz diyelim kolayca çıkartabilir misiniz? Ameliyat öncesi kilo verince önce karın içindeki yağlar azalacak ve karaciğer küçülecektir. Karın içindeki yağ ve karaciğer hacminizi azaltmazsanız ameliyatınızı yapacak cerrahta tıpkı sizin gibi aradığı eşyayı adeta bir oda olan karın içinizde ki mide ve bağırsaklarınızı zor görecek ve ameliyatınız riskli olacaktır. Bu yüzden daha risksiz bir gastrik bypass olmak için ameliyat öncesi toplam vücut ağırlığının %5’ini vermek çok daha güvenli bir ameliyat olmaya yardımcı olacaktır.